İLİŞKİLER

İlişkilerde Michelangelo Etkisi Nedir?

Paylaş

Partneriniz güçlü yönlerinizi mi vurguluyor? Küçük kusurlarınıza rağmen kendinizi çekici ve sevilmiş hissediyor musunuz? Öyleyse partneriniz bir Michelangelo, onu koruyun! 

Psikologlar, her insanın olmaya çalıştıkları bir "ideal benliğe" sahip olduğuna inanıyorlar. Bu ideal benlik, esasen, tüm hayallerinizi ve özlemlerinizi gerçekleştirirseniz olacağınız kişidir. Elbette, ideal niteliklerinize doğru kendi başınıza çalışabilirsiniz, ancak görünen o ki, romantik partneriniz sizi şekillendirmede özellikle yardımcı olabilir. Romantik ilişkilerde, partnerler, ilişkinin sorunsuz bir şekilde devam etmesini sağlamak için gerektiği kadar uyum göstererek birbirlerine uyum sağlarlar ve zamanla bu tepkiler, kim olduğumuzun nispeten kalıcı bir parçası haline gelebilir. Böylelikle, romantik partnerlerimiz bizi Michelangelo'nun mermer figürler üzerinde yaptığı gibi “şekillendirebilir”.

Michelangelo Fenomeni terimi, bir heykeltıraş olarak Michelangelo'nun keskilerinde, oymalarında ve cilalamasında şaheserleri yaratmadığı, ancak taşın içinde var olan ideal formlarını ortaya çıkardığı fikrini savunur.

Michelangelo etkisi, partnerlerin birbirlerini etkilediği veya "şekillendirdiği" psikologlar tarafından gözlemlenen kişilerarası bir süreçtir. Michelangelo fenomeni, bireyin benliğinin partnerinin kişiyi onaylamasıyla nasıl yeniden biçimlendiğini ortaya koyuyor. Zamanla, Michelangelo etkisi bireylerin "ideal benlikleri" olarak gördükleri şeye doğru gelişmesine katkıda bulunur. Bunun nedeni, partnerlerinin onları görmesi ve bu ideali teşvik edecek şekillerde hareket etmesidir. Birbirimizdeki en iyi nitelikleri bilinçli olarak aradığımızda ve bunları onayladığımızda, değişmeye ve olumlu anlamda şekillenmeye başlarız.

Amsterdam Üniversitesi'nde sosyal psikolog olan Tila Pronk: “İtalyan Rönesans ressamı ve heykeltıraş olan Michelangelo, bir taşın gerçek doğasını ve güzelliğini daha yontulmadan önce gördüğünü söyledi.

Benim işim heykel yapmak değil, karakteri taşta özgürleştirmek der Michelangelo. Psikologlar bu fikri çiftlerde uyguladılar. “Herbiri diğerinin Michelangelo'su olabilir, kendisinden en iyi sonucu almasına yardımcı olabilir.”

Örneğin, sabahları erken uyanmak zorunda kalan bir eş için, partneri her akşam saat 10.00’da ışıkları kapatıyorsa, eşlerden birinin vejeteryan olduğu ilişkide, partneri ona da uygun yemek hazırlıyorsa, eşlerden birisinin işi daha çok çalışmayı gerektiriyorsa ve partneri onu motive ediyorsa, işte o zaman en iyi seni bulabilirsiniz. 

Ayrıca yapılan araştırmalar, son derece organize, güvenilir, vicdanlı bir partnerle evli olmanın gelecekte iş tatminini, hedeflerin peşinde koşabilecek motivasyonu, istikrarlı mutlu bir ilişki sağlayacağını ortaya koyuyor.

“O güzellikler zaten taşın içinde var, ben sadece fazlalıklarını atıp içindeki güzelliği çıkarıyorum.’’

Bilim, sevgi dolu bir partner olmanın, yaratıcı bir dahi gibi kendi sanat türü olmaya yakın olduğunu, partnerimizi en iyi hallerine "yontabileceğimizi"  öneriyor.

"Mermere sıkışmış bir melek gördüm ve onu özgürlüğüne kavuşturuncaya dek mermeri oydum.” Michelangelo

Hepimiz bizim için aynısını yapabilecek bir partneri severdik; ruhumuzun derinliklerine bakan, en iyi hallerimizi bulan ve onları özgür kılmaya yardımcı olan. Son araştırmalar, bunun düşündüğümüzden daha olası olduğunu gösteriyor.

Birbirimizi Şekillendirmek

Psikologların Michelangelo etkisi olarak adlandırdıkları şey, özel bir davranış onayı türüdür. Basit bir dille ifade etmek gerekirse, hepimiz kendimizi nasıl gördüğümüze uygun şekilde hareket etme eğilimindeyiz ve partnerlerimizin bizden beklentilerinin öz imajımız üzerinde oldukça fazla etkisi vardır. Sevgi dolu bir partner - bir Michelangelo - sizi ideal benliğinize yaklaştıracak şekillerde cevap verecektir. Peki davranış onayı nasıl çalışır? Bizden belirli beklentileri olan partnerler, bizim için belirli fırsatlar yaratarak veya bunları ortadan kaldırarak bu beklentileri desteklemek için durumları şekillendirme eğilimindedir. Örneğin, partneriniz sizi sanatsal bir insan olarak görüyorsa, doğum gününüz için size sanat malzemeleri satın alma, resim yapabilmeniz için çocukları bir gün dışarı çıkartma ve işinizi ailenize ve arkadaşlarınıza gösterme olasılığı daha yüksektir.

“Partnerlerimiz ideal benliğimizi elde etmemize yardımcı olacak şekilde bizi şekillendirip cilaladıklarında, bu başımıza gelecek en güzel şeydir.” Eli Finkel ( Northwestern Üniversitesi- Sosyal Psikoloji Profesörü)

“En İdeal’i” bulmak ve Partner Onaylaması

Bir Partner tarafından şekillendirilme fikri kulağa çok da hoş gelmeyebilir. Hepimiz aslında kim olmak istediğimize dair ideal bir imaja sahibiz ve o kişi gibi görünmediğimiz için aslında içten içe bir pişmanlık hissediyoruz. Gerçekten de ideal beni gören bir partnerimiz varsa, bu kişinin etrafında olmak bile olmak istediğimiz o kişi olabilmek konusunda bizi destekler. Bir partnerde olması gereken özelliklerden belki de en önemlisi budur. Bizi olmayı umduğumuz kişi olarak görmeli, bizi bu şekilde görerek, bunun gerçekleşmesine katkıda bulunuyorlar. Partneriniz sizin hakkınızda bir şeye inanıyorsa, bu nitelikleri ve davranışları sizden görme olasılığı da artıyor. Tabii bu demek değil ki partneriniz sizde olmayan bir özelliği yaratmaya çalışıyor, tam tersi derinlerde kalmış potansiyeli ortaya çıkarmaya çalışıyor. Örneğin; eşlerden biri diğerinin espirili olduğunu düşünüyor ve onun yaptığı her şakaya gülüyor, topluluk içinde ise onun ne kadar espritüel olduğunu belirtiyor ve destekliyor. Zamanla eşinin espri yapma konusunda kendisine olan güveni artmış oluyor. 

Burada en riskli nokta, çiftlerden birinin diğerini kendi kafasında yarattığı en iyiye doğru yönlendirme çabası oluyor. Partnerinin kusurlu ve zayıf olarak bulduğu bir yönü varsa, onu sürekli yüzüne vurarak onu yontmaya çalışıyor. Burada önemli olan nokta, partnerinin kusurlarına odaklanarak onu kendi istediği yöne doğru şekillendirmek değil, partner ile etkileşim halindeyken süreç içinde iyi olana doğru evrilmektir.

0 Yorum

Yorum Yaz