ZİHİN SAĞLIĞI

Hibristofili Sendromu Nedir?

Paylaş

Özellikle duygusal ikili ilişkilerde “kötü adam” ibaresi sıklıkla duyulmuş bir ifadedir. Kişilerin kötü olarak anılmasının nedeni genellikle ilişkilerde yaşanabilecek ilgisizlik, umursamazlık, aldatma gibi problemlerdir. Tecavüzcü, cani ya da katil olmaları değil. Tabi bu genelleme herkes için geçerli değildir. Suçtan çok suçu işleyen kişilere duyulan ilginin de örnekleri oldukça fazla. Suç işlemiş kişilere duyulan bu önüne geçilemez tutkuların, hislerin tıp literatüründe de yeri bulunmaktadır: Hibristofili.

Hibristofili Nedir?

Hibristofili; seri katil, soyguncu, tacizci, tecavüzcü gibi kişilere duyulan tutku, yoğun cinsel istek ve hayranlık olarak tanımlanabilmektedir. Popüler anlamda Bonnie ve Clyde Sendromu olarak da bilinmektedir.

Hibristofili, aktif ve pasif olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Aktif, suçluya yardım ve yataklık, pasif ise uzaktan sevme durumu olarak tanımlanmaktadır. Bu sendrom erkeklere kıyasla kadınlarda daha fazla görülmektedir.

Hibristofili tanısı konmuş kişilerde yapılan araştırmalar sonucu iki görüş ortaya atılmıştır. Bunlardan birisi, bu kişilerin itaatkar kurbanlar olduğunu savunur. Diğer görüşe göre ise bu kişilerin tek amacı gücü sevme ve popüler olma isteğidir.

Hibristofili En Çok Kimlerde Görülür?

Hibristofili olan kadınlar çok fazla ortak noktaya da sahip değiller. Kimisi savcı, kimisi öğretmen, kimisi ev hanımı, evli ya da bekar. Tek ortak noktaları bu tecavüzcü ya da katilleri seksi, sevilebilir ve çekici bulmaları.

Bununla birlikte, üç kadın kategorisi bir seri katilin cazibesine yenik düşebilir:

- Birincisi, büyük duygusal yalnızlıktan muzdarip insanlar. Özgüven eksikliğinden muzdarip olan bu kadınlar, imrenilecek özgürlüğün olmayışıyla kendilerini güvende hissedecekler.

- İkincisi, sabrı ve adanmışlığı sayesinde, bu kadınlar tutukluyu tekrar doğru yola koymaya ikna edilir. Genellikle dine dalmış bu kadın hayranlar kategorisi, bağlılıklarının amacı tarafından işlenen eylemlerin ciddiyetini küçümseme eğilimindedir.

- Son olarak, patolojik bir bozukluğu olan kadınlar. Suçlu, eylemlerinin ciddiyeti nedeniyle, genel olarak medyada hatırı sayılır miktarda haber konusu olmuştur. Seri katille olan ilişkisi sayesinde, genellikle belirli bir şöhrete ulaşmak isterler.

Bu sendromun en bilinen örneği Ted Bundy. 30’dan fazla kadına tecavüz etmiş ve öldürmüş bir seri katildir. 1970’li yılların sonunda mahkemeye çıkarılacağı zaman bir yığın mektupla karşılaşmıştır. Bunlardan bazıları evlenme teklifi eden, bazılarında çıplak fotoğrafını gönderen kadın hayranlarının mektupları.

Mahkemeye katılan kadınlar onun dikkatini çekebilmek için Ted Bundy’nin tecavüz edip öldürdüğü kurbanlarının saç rengi ve saç şeklini kullanmışlardır. Ted Bundy hayranlarından bir tanesiyle evlenmiş ve çocukları olmuştur.

Bu durumun ülkemizde de bazı örnekleri bulunmaktadır. Örneğin; Cem Garipoğlu Münevver Karabulut’u katlettikten sonra adına fan sayfaları açılmış ve haklı olduğu savunulmuştur. Bu sayfaların büyük bir çoğunluğu da kadınlar tarafından açılmıştır.

Kadınların bazıları o kötü ve cani erkekleri değiştirebilecek güçte olduğuna inanıyor. Bazıları ise katillerin ününden faydalanarak tanınmak istiyor. Burada en önemli bilgi şudur ki; kadınların büyük bir çoğunluğu tüm kanıtlara rağmen, bu kişilerin gerçekten o suçları işlediğine inanmıyor/inanmak istemiyor.

Bazı araştırmacılar bu durumunun genellikle kadınlarda görülmesinin sebebini kadınların içgüdüsel olarak doğadaki güçlü ve sert erkeği aramasında yatıyor olduğu varsayımını ortaya atmışlardır. Dişi orangutanların her zaman güçlü ve sert olanı seçmesi sonucundan yola çıkarak bu varsayıma ulaşmışlardır.

Ancak tabi ki bu varsayımlar ya da teoriler böyle bir durumu açıklamak için yeterli olmayacaktır. Bu gibi durumlarda bireysel nedenler, psikolojik problemler, çevresel faktörler gibi duruma etki edebilecek birçok neden bulunabilmektedir.

Genlerimizden geçen özellikler, ataerkil toplumlar, baskın karakterli babalar, mafya dizileri/kitapları gibi sıklıkla maruz kaldığımız bu durumlar bir süre sonra hibristofiliyi çok da ütopik görmememize neden olabilecek durumlardır.

Kaynak: https://www.chosesasavoir.com

0 Yorum

Yorum Yaz