MUTLULUK

Asla İyileşmeyen 6 Duygusal Yaralanma

Paylaş

Kalbinde tanıdık bir acıyla uyanırsın. Ne yazık ki, o acının orada olmadığı anı hiç hatırlayamazsın.

 

Kendinizi yardım etmek için aklınıza gelen her şeyi yaptınız, terapiye başladınız, günlük tuttunuz, egzersiz yaptınız, diyete başladınız, kişisel gelişim kitaplarını komodininize yığdınız. Yine de bu acı sizi nadiren terk etti. Kısacık anlar için unutsanız bile, kısa süre sonra geri döndü ve hiçbir şeyin gerçekten değişmediğini acı bir şekilde size hatırlattı. 

Boş Sözler Ve Umursamaz İyimserlik

İyileşmeyen yaralar nadiren açıkça tartışılır ve çoğu zaman reddedilir.  Hatta gölgelere itilirler veya başkaları tarafından boş basmakalıp sözlerle karşılanırlar.

 “Her şeyin bir nedeni var."

 "Hayata bir de iyi yönünden bak."

 "Yarın daha iyi bir gün."

 Bu tür içi boş duygular, sadece onu önemsizleştirerek ve kaybınızı kabul etmeyerek umutsuzluğunuzu derinleştirmeye hizmet eder. Gerçek şu ki,  bazı yaralar her zaman bir parçamız oluyor ve sizi tanımlamaları gerekmese de, önünüze çıkan öngörülemeyen zorlukların günlük bir hatırlatıcısı oluyorlar. 

Sevilen Birinin Ölümü

Bir eşin, ebeveynin veya çocuğunun kaybı belki de kişinin hissedebileceği en derin incinmedir. Sevdiğiniz insanlar sizden alındığında, devam etmekte zorlanıyorsunuz. Her gün onları arama, onlarla konuşma veya onlarla bir şeyler paylaşma dürtüsüne sahip olursunuz ve sonra onların gittiğini hatırlarsınız, kalbinizde asla doldurulamayacak bir boşluk bırakırsınız.

Zihinsel Hastalık

Çok sevdiğiniz bir yakınınız ya da aileden birinin zihinsel bir hastalığa yakalandığını öğrendiğinizde, belki de onun gerçekten hasta olduğuna inanmak istemezsiniz, kronik akıl hastalığı için birçok etkili tedavi olmasına rağmen, hastalar genellikle işbirliği yapmayı reddederler, tedaviyi bırakabilirler, ilaçları bırakabilirler veya kendilerini kurtarmak için ebeveynlerine veya sevdiklerine güvenebilirler.

Bağımlılık

Bağımlılık özellikle acımasız bir hastalıktır çünkü sevdiğiniz kişi hala oradadır ama artık kendisi değildir. Daha da kötüsü, uyuşturucu bağımlıları yalan söylemekte ve onları sevenleri sömürmekte ustalaşabilirler. Ne yazık ki, tekrar tekrar nüksetme eğiliminde oldukları için umut kısa ömürlüdür. Sevdiğiniz birinin bağımlı olduğunu görmek gerçekten üzücü bir acıdır.

İhanet

Sevilen birinin ihaneti derin yaralar bırakır. Başkalarına güvenmekte zorlanıyorsunuz çünkü artık incinmek istemiyorsunuz. Yalnız kalmanın daha iyi olduğuna kendinizi ikna ederek kendinizi izole etmeyi veya dünyadan uzaklaşmayı seçebilirsiniz. İhanet sadece başkalarından şüphe etmenize sebep olmaz, aynı zamanda kendinizden de şüphe duymanıza neden olur.

Kalıcı Bir yaralanma

Kalıcı bir yaralanma sonucu bir uzuvunuzu kaybetmek en büyük acılardan birisidir. Bir zamanlar basit olan günlük görevler artık çok fazla çaba gerektiriyor. İnsanlar sana üzüntü ya da acıma ile bakıyor, bu da seni zavallı ve küçük hissettiriyor. Acının gitmesini istiyorsun ama bununla yaşamak zorundasın

Travma

Yaşanan travma hayatınızın akışını değiştirebilir. Kendinizi güvende hissetme, başkalarına güvenme veya korkusuzca dünyada hareket etme becerisine müdahale edebilir. Travmanın ortaya çıktığı anda ortaya çıkan korku duygusuna hapsolmuş bulursunuz kendinizi. 

Bu yaralanmalar İle Nasıl Başa Çıkılır?

İyileşmeyen yaraların sizi tanımlaması gerekmez. Aslında, iyi yönetildiğinde, insanlığınızı derinleştirmeye ve başkalarıyla daha fazla empati ve bağ kurmaya hizmet ederler. Yaralanmalar size hayatın kırılgan olduğunu hatırlatabilir, ancak size hayatın değerli olduğunu da hatırlatabilir. Birçok hasta, bu tür yaralanmaların kendilerini o anda yaşamalarına ve hayatı daha çok takdir etmelerine neden olduğunu bildirmiştir.

Kimse onarılamaz yaralanmalardan kurtulmuş değil. Eninde sonunda herkesin hayatında bu duygusal yaralanmalar yaşanır. İnsanlar, kendi hayatlarında ya da sosyal medyada kendilerini nasıl sunarlarsa sunsunlar, sonunda herkes iyileşmeyen yaralarla karşılaşır. Sadece birçok insan bu duygusal yaralanmalarını başkaları ile paylaşmaktan kaçınırlar.

1. Yaranızı Bir Göreve Dönüştürün

Pek çok kişi derin acılarını bir görev duygusuna yönlendirebiliyor. Örneğin 4. evre kanserden kurtulan bir kişi, hastanelerde gönüllü olmaya, ailelere ve kanser hastalarına danışmanlık yapmaya başlayabiliyor ve onlara umut sunabiliyorlar ve aynı zamanda kendi hayatlarına yeni bir anlam katıyorlar. Ya da cinsel saldırıya uğrayan bir kadın, aynı durumda olan genç kadınlara yönelik bir yardım hattına gönüllü olabiliyor. Başkalarına yardım etmenin yalnızca karşı taraftaki iyileşmeyi değil, aynı zamanda kendi içlerindeki  iyileşmeyi de tetikliyor.

2. Acınızı Paylaşın

İzolasyon şifanın düşmanıdır, bu nedenle başkalarıyla, özellikle de benzer deneyimler yaşamış olan kişilerle iletişim kurun. Bir destek grubu veya grup terapisi, kalbinizi açmanın ve başkalarının size gelmesine izin vermenin harika ve güvenli bir yoludur. Dua ve meditasyon da acı içinde anlam bulmanıza yardımcı olur.

3. Büyümeye Devam Edin

Yaranızın yas tutması önemli ve gereklidir. Ama hayatınızı yönetmesi gerekmiyor. Kurbanı oynayarak duygusal yaranızın size hakim olmasına izin vermeyin. Siz ondan daha güçlüsünüz. Bu durumu kabul edin ve nasıl hissettiğinize rağmen hayatınıza devam edin. Kendinize dikkat ederek ve yaratıcı ve sosyal ortamlarınızı geliştirerek kendiniz için iyi bir ebeveyn olun. Acı asla geçmezken, onu onurlandırarak, onunla barışık yaşayarak ve hayatınıza devam ederek sesini azaltabilirsiniz.

 

 

0 Yorum

Yorum Yaz