Günümüzde anksiyete her geçen gün artış gösteriyor. Başarı odaklı insanlar ise anksiyeteye özellikle yatkın. Birçok alanda başarılı olmaları için muazzam bir baskı altında hissediyorlar kendilerini.
Yüksek performanslı insanlar iyi bir gelir elde etmeyi, profesyonel olarak mükemmel olmayı, mükemmel çocuklar yetiştirmeyi, güzel bir yuvaya sahip olmayı, iyi bir sosyal hayat sürdürmeyi ve toplumlarının temel dayanağı olmayı beklerler. Pandeminin getirdiği zorluklara rağmen yüksek düzeyde üretkenliği sürdürmeye devam etmek istiyorlar.
İşte en iyi performans gösterenleri kaygıya yatkın hale getiren 5 alışkanlık ve bunların üstesinden nasıl gelineceği:
1. "Hayır" Demekte Zorlanırlar
En iyi performans gösteren öğrenciler herkesin gözünde en güvenilir görünürler. İşi yapmak için onlara güvenebilirsiniz. Günün sonunda, insanlar türlü yardım talepleriyle bu güvenilir kişilere akın ederler. Farklı komitelere katılma ve birçok projede yardım alma talepleri ile karşılaşıyorlar. Sorun, suçluluk ve yükümlülük duyguları sizi "hayır" demekten alıkoyduğunda başlıyor. Bu olduğunda, tam kapasiteyle çalışıyor olsanız bile isteksizce daha fazla sorumluluk alırsınız.
Sonuç olarak, sonunda çok zayıf ve bunalmış olursunuz. Suçluluğun üstesinden gelmek, beklentilerinizin gözden geçirilmesini gerektirir. Suçluluk, eylemleriniz ile kendinizden beklediğiniz şey arasındaki farktan kaynaklanır. "Hayır" demek, "evet" demeyi beklediğinizde suçluluk duygusuna neden olur. Suçluluk duygusunu azaltmanın yalnızca iki yolu vardır. Belirlenen beklentilerinizi karşılamak veya onları daha gerçekçi bir düzeye indirmek için daha fazla sorumluluk almaya devam edersiniz. Halbuki, Suçlu hissetmekten kaçınmak için daha fazla sorumluluk almak anlamsızdır.
Anksiyete ve tükenmişlik, böyle bir yaklaşımın yegane sonucudur. Bu nedenle, daha gerçekçi beklentilere sahip olmanız gerekir. Her zaman daha fazla sorumluluk alarak günü kurtarmayı bekleyemezsiniz. İstekleri reddederek kendinize sağlıklı sınırlar belirleme izni verin. Başkalarına "hayır" demeyi reddederseniz, nihayetinde iç huzurunuza "hayır" diyor olursunuz. "Hayır" diyeceğiniz kişiyi elbetteki seçebilirsiniz.
2. Yardım İstemekte Zorlanırlar
En iyi performans gösteren kişiler yardım istemekte zorlanırlar. Yardım istemek için kontrolü elden bırakmalısın. En başarılı olanlar, bir görevi tamamlamak için kendi cesaretlerine ve kararlılıklarına güvenerek kontrolü ellerinde tutmayı tercih ederler.
Bu alışkanlıkta bir ironi var. Yardım isteme ve görevleri devretmedeki yetersizlik ters etki yaratır. Bu sonuçta, ağır iş yükü nedeniyle hayat kontrolden çıktıkça artan kaygıya yol açar.
Kontrolün bir illüzyon olduğunu kabul edin. Ne kadar az kontrolümüz olduğunu bir düşünün. Kendi vücudumuz üzerinde tam kontrolümüz bile yok. Bağışıklık sistemimiz, yardımımız olmadan istilacılarla savaşır. Kalplerimiz gece gündüz yorulmadan atıyor. Karaciğer, tiroid ve böbreklerimizden önemli günlük işlevlerini yerine getirmelerini istemeden günlük hayatımıza devam ediyoruz. En iyi çabalarımıza rağmen hastalanıyoruz. Kendi bedenimiz üzerinde bu kadar az kontrolümüz varsa, gerçek hayatta olaylar üzerinde ne kadar kontrole sahibiz?
Yardım istemekten ve size teklif edilen yardımları kabul etmekte konusunda kendinize izin verin. İnsanlar birbirlerine bağımlıdır ve her zaman birbirimize ihtiyacımız var. İş yerindeyken, bakıcının çocuklarınıza iyi baktığı konusunda güven duymalısınız, tatildeyken, iş arkadaşlarınızın devrettiğiniz işleri layıkıyla yaptığı konusunda güvenmelisiniz. Sağlıklı sınırlar belirlemek sadece başkalarına hayır demek değildir. Aynı zamanda ne zaman yardım isteyeceğinizi bilmeyi de içerir. Unutmayın ki bir kapalı kutunun içinde yaşamıyorsunuz. Bir noktadan sonra başkalarına bağlı olduğunuzu kabul edin. Anahtar düşünce, yardım isterken düşünceli olmaktır.
3. Kendilerini Başarılı İnsanlarla Karşılaştırırlar
Sosyal karşılaştırmalar insanlık durumunun bir parçasıdır. Kişisel değerimizi belirlemek için başkalarını ölçüm çubuğu olarak kullanırız. En iyi performans gösterenlerin dar bir başarı tanımı vardır. Kendilerini başarılı olduğunu düşündükleri insanlarla karşılaştırırlar. Bakış açılarını çarpıtır.
Akran gruplarının diğer üyelerine acımasızca ayak uydurmaya çalışırken yüksek düzeyde kaygı yaşarlar. Geride kalmak, yetersizlik ve haset duygularına yol açar. Başkalarının başarısına sevinmeyi öğrenin. Kıskançlık hissetmek yerine, başarılarını neden takdir etmiyorsunuz? Onların başarısının sizin üzerinizde bir etkisi yok. Sizin ve diğerlerinin başarılı olması için bolca alan var. Her insan farklı alanlarda başarılıdır, farklı yetenekleri vardır. Sosyal karşılaştırmaları, kişisel gelişiminize odaklanan kişisel karşılaştırmalarla değiştirin. Bunun yerine, kişisel yolculuğunuzda nerede olduğunuza ve nereye gittiğinize odaklanın.
4. Şu Anı Yaşamazlar
Anksiyete şu anda mevcut olmamak olarak tanımlanır. Endişeli olduğumuzda, geleceğe çok fazla bakarız veya geçmiş üzerinde çok fazla dururuz.
En iyi performans gösterenler ileriye bakma eğilimindedir. Başarı hissini bekledikleri için hedeflerine ulaşmak için acele ederler. Hedeflerine ulaşmaya o kadar heveslidirler ki, genellikle gidecekleri yere seyahat etmekten hoşlanmazlar.
Yavaşlamak ve yolculuğunuzun tadını çıkarmak için zaman ayırın. Engelleri aşıp hedeflerinize yaklaştıkça aştığınız engeller sayesinde önemli dersler çıkarmış olursunuz. Anın tadını çıkaramamak ormanda bir yürüyüşe son vermek ve yol boyunca manzaranın tadını çıkarmamak gibidir.
İçinde bulunduğunuz anın daha fazla tadını çıkartmak istiyorsanız meditasyon yapın. Meditasyon, kaygıyı azaltabilen ve mutluluğu artıran bir uygulamadır. Birçok türü vardır. Farkındalık meditasyonu, nefesimizin akışına odaklanırken şu andaki farkındalığımızı sürdürmemizi teşvik eder. Bunu uygulamak çok zorsa, günlük hayatınıza bir şükran pratiği dahil edebilirsiniz. Bu uygulama kaygıyı azaltabilir ve uykuyu iyileştirebilir.
5. Kendilerini Değerli Hissetmek İçin Başarıya Güvenirler
En iyi performans gösterenler, özgüvenlerini başarı seviyeleriyle ilişkilendirme hatasına düşer. Bu sorunlu bir durumdur. Çünkü öz saygının koşullu olduğunu ima ediyor. Üstelik başarının tatmini kısa sürelidir. Hızla kaybolur.
Mutluluk için başarıya güveniyorsanız, bir sonraki doyum dozunuzu almak için sonsuza kadar başarıya ulaşmaktan başka seçeneğiniz yoktur. Görünürde bir son yokmuş gibi görünüyor. Gerçek şu ki, benlik saygısı başarı ile ilişkilendirilmez. Koşulsuzdur. Hiçbir başarı sizi daha değerli yapmaz. Hiçbir başarısızlık sizi daha az değerli yapmaz.
Öz saygı, insanlığımızın vazgeçilmez ve inkar edilemez bir parçasıdır. Diplomalarınız, mesleğiniz, maaşınız, servetiniz, özgeçmişiniz veya maddi varlıklarınız sizi daha değerli kılmaz. Benlik saygısı bu tür başarılardan doğmaz. Değerlisin çünkü sen insansın. Örneğin, anneniz bir kasiyer, babanız ise bir aşçı olsun. Siz ise bir doktor olun. Bu durum sizi onlardan çok daha değerli yapar mı? Tabii ki cevap, Hayır. Önemli olan Öz saygıdır.
Belli bir miktar kaygı sağlıklı ve faydalıdır. Hayattaki hedeflerimize ulaşmak için bizi motive edebilir. Sorun, kaygı aşırı hale geldiğinde ortaya çıkar, çünkü başarı arayışına ilişkilerimize ve refahımıza öncelik veririz.
Kaynak: https://www.mes15minutes.com
0 Yorum