MUTLULUK

Anksiyetenizi Artıran 6 Olumsuz Zihinsel Kalıp

Paylaş

 

Kaygı, tehdit oluşturduğunu düşündüğümüz durumlar karşısında bizi uyanık tutan evrensel bir savunma mekanizmasıdır. Bu his bizi sürekli bir tehlikeye karşı tetikte ve müdahaleye hazır tutar. Kaygı, riskli bir duruma hazırlanmamıza ve dolayısıyla onunla yüzleşmek için daha donanımlı olmamıza izin veriyorsa, gerekli ve temel bir tepki olabilir. Normalde endişeli olmayanlarımız bile, sağlığımız, mali durumumuz, sosyal kurumlarımız ve dünyanın geleceği gibi hayatımızın çok önemli yönlerini çevreleyen tüm belirsizlikler nedeniyle normalden daha endişeli olabiliyor. Anksiyete bozuklukları, bir kişinin günlük hayatını bozacak kadar ileri gidebilir ve anksiyete ataklarına yol açabilir.

Endişeli olmayı bırakamayabilirsiniz, ancak endişenizin sizi karanlık bir tünele sürüklemesini, enerjinizi boşa harcamasını ve sizi umursamaz seçimler yapmaya yönlendirmesini önleyebilirsiniz. İşte, 6 olumsuz düşünce yapısı ve yolunuza nasıl devam etmeniz gerektiği

Sürekli Tetik Halinde Olmak

Sürekli kaygı içinde yaşıyorsanız, kendinizi gün içerisinde başınıza nasıl bir felaket gelebilir diye düşünürken bulursunuz. Finansal açıdan güvende miyim? Evliliğim iyi gidiyor mu? Arkadaşlarımla aram nasıl gibi soruların cevaplarını ararken bulursunuz kendinizi. Ya başıma bir şey gelirse diye yaşarsınız. 

Ama aslında temel problem, etrafınızda olup biten olumsuz durumlara ne kadar odaklanırsanız, kaygı hissi ile ilgili beyninize daha çok sinyal vererek bu kasları daha çok güçlendirirsiniz. Hatta yeni karşılaşmış birisinin bize bakışının altında anlam ararken bulabiliriz kendimizi. Bu basit noktaları gün içinde daha fazla dikkat eder olursunuz ve bu düşünceler sizi yiyip bititirler. 

Peki Ne Yapmalı?

Gün içinde karşılaştığınız olumlu uyaranlara daha fazla dikkatinizi verin. Havanın günlük güneşlik olması, yavru bir kedinin yanınıza gelerek bacağınıza sürtünmesi gibi, basit ama güzel duygular hissettiren noktalara odaklanın. Bu durumlara odaklanmanız kaygı hissinizi azaltacaktır. Eğer yoğun gelecek kaygıları altında kendinizi ezilirken bulursanız, dikkatinizi şimdi ana çevirin.

Belirsiz Durumları Tehdit Olarak Yorumlamak

Anksiyetesi olan insanlar önemsiz durumların altında bile tehlike ararlar, örneğin doktora gittiniz ve yaptırdığınız testlerin sonuçlarını bekliyorsunuz, test sonuçlarında olumsuz bir durum çıkma ihtimali çok az olmasına rağmen kötü bir hastalığa yakalandığınız konusunda kendinizi ikna edersiniz. Ya da bir kurumdan bir yazı almayı bekliyorsunuz, reddedildiğine dair yanıt geldiği konusunda çabucak ikna olursunuz. Ortada belirsiz bir durum var ise bunu zihniniz tehdit gibi algılar.

Peki Ne Yapmalı?

Aklınıza her zaman en olumsuz olan sonuç gelmemeli, olabilecek tüm ihtimalleri aklınıza getirmelisiniz. Aşırı kaygı hissi, olaylara odaklanmanızı engeller, ve sadece sizi tehdit eden noktalara odaklanmanızı sağlar. Konu hakkında daha fazla bilgi edinene kadar olumsuz düşüncelerinizi kendinize saklayın.

Kötü Bir Şeyin Olma Olasılığını Fazla Düşünürler

Olma ihtimali çok düşük şeyler için zamanınızı, enerjinizi ve paranızı boşuna harcayabilirsiniz. Örneğin, eşiniz bir iş seyahatinde ve o akşam yalnız kalmak zorundasınız, semtiniz çok güvenli olmasına rağmen eve hırsız girme ihtimalini bile düşünebilirsiniz. Ya da bir diyet yapıyorsunuz, yaptığınız diye sonucunda vitamin eksikliğinizin olacağını düşünebilirsiniz.

Peki Ne Yapmalı?

Gerçekten yaşanmış olayların seçimlerinizin üzerinde etkisi olabilir, ancak hiç gerçekleşmemiş bir olayın seçimlerinizi etkilemesine izin vermeyin. Geçmişte olumsuz şeylerin ne sıklıkta gerçekleştiğine veya olmamasına bağlı olarak en olası olanı düşünün.

Felaket Senaryoları Yazarlar

Zihninizde dönen felaket senaryoları sizi sürekli kaygı hissinden dolayı uyanık tutar. Örneğin, iş yerinde terfi alamazsanız, elbet kovulacağınızı düşünmeniz, vücudunuzdaki her ağrının kötü bir hastalığın habercisi olduğunu aklınıza getirmeniz gibi. Hayatınızda her şey normal giderken zihninizde ürettiğiniz felaket senaryoları sizi yiyip bitirir. 

Peki Ne Yapmalı?

Olumsuz bir olay deneyimlediğinizde, bununla nasıl başa çıkılması gerektiğini kendinize sorun. Hayatınızda her daim sizin yanınızda olan insanları düşünün. Geçmiş dönemlerde başınıza gelen kötü durumları nasıl atlattığınızı düşünün.

Güvenli Durumları Farkına Varmamak

Örneğin, çocukten bir aile yemeğinde kendi fikirlerinizi belirttiğiniz için eleştirildiyseniz, eşinizin sizin her fikrinizi gerçekten dinlemediğini düşünebilirsiniz. Ya da kaza geçirmekten korkuyorsunuz, arabadayken aslında eşinizin ne kadar dikkatli bir sürücü olduğunu aklınıza getiremeyebilirsiniz. Ya da küçükken boğulma tehlikesi atlattınız, bu yüzden her denize girdiğinizde aynı tehlikeyi yaşayacağınız hissine kapılabilirsiniz. 

Beyninizin bazı bölümleri güvenlik veya tehlike sinyallerini algılamak için tasarlanmıştır, ancak anksiyete bozukluğunuz varsa bunlar işlevini kaybedebilir.

Peki Ne Yapmalı?

İçinde bulunduğunuz durumun güvenli noktalarına odaklanın. Ayrıca bir yetişkin olduğunuzu ve kendinizi güvende tutabileceğinizi düşünün. 

Kaçınma Hissi

Hepimiz endişeli hissettiğimizde göğsümüzde bir ağrı, midemizde bir yanma hissederiz. Bu yüzden bizde tedirginlik hissi yaratan durumlar karşısında sürekli kaçınma hissi hissederiz. Örneğin, insanların sizi eleştireceğinden korktuğunuz için topluluk içinde konuşma, fikirlerinizi beyan etme konusunda kaçınırsınız. Bu kaçınma hissi uzun vadede kaygı hissinizi körükler ve daha kötü hale getirir. Sizin için tehlike yaratan durumların aslında yönetilebilir olduğunu aklınızdan çıkarmamanız gerekir.

Peki Ne Yapmalı?

Kaygı duyduğunuz konular üzerinde kaçınmak yerine onların üzerine gitmelisiniz. Ancak bu tip duygularla yüzleşerek güveninizi kazanırsınız, zamanla sizi endişelendiren durumların aslında önemsiz olduğunu farkına varacaksınız. 

Kaynak: https://www.psychologue.net/anxiete

0 Yorum

Yorum Yaz