YAŞAM

Kibar İnsan Sendromu: Bundan Nasıl Kurtulabilirsiniz?

Paylaş

Hayatımızda kendi tercihlerimizi başkalarına göre yaptığımızda bize ne olur? Bir işe girişmeden önce çevremizdeki insanlardan aldığımız onay sarmalından nasıl kurtulabilirsiniz ve sonunda nasıl özgürlüğünüze kavuşabilirsiniz?

Kibar insan sendromu genellikle kadınlarda görülüyor.

Kibar İnsan Sendromundan Muzdarip Olanların Özellikleri

Uzlaşmacı davranışlara sahip olan, en iyi durumda dış taleplere (özellikle aile) uyum sağlamaya çalışan bu insanlar, kendi arzularını gölgede bırakma eğilimindedirler, başkalarının ihtiyaçlarına daha fazla değer verirler.

Örneğin, bir aile mağazası işleten ve kayınbiraderi ve kız kardeşi tarafından kötü muamele görmesine rağmen yine de tepki göstermeyen ve sorumluluk alan bir kadını ele alalım.

Genellikle bu dinamiğin içindeyken iki baskın duygu vardır:

Anksiyete: Karşısındaki kişi eleştirel, "somurtkan" veya mesafeli göründüğünde ortaya çıkan bir duygudur. Bu kişinin anksiyete duygusuna "neyi yanlış yaptım?" gibi sorular eşlik eder. Aşağıdaki yanıt genellikle öz eleştiridir: "belki onunla yeterince vakit geçirmemiş olabilirim"; "belki de önemsemedim ..." gibi cümleler geçer akıllarından. Anksiyete aynı zamanda kişinin kendisi değil başkaları temelinde hareket etmenin genellikle bilinçsiz olan hayal kırıklığı ile bağlantılıdır. Bu duruma eşlik eden panik atakların ortaya çıkması nadir değildir.

Suçluluk duygusu: Bu duygu iki şey arasında tercih yapmak istediğinizde devreye giriyor. Örneğin, Yurtdışında çalışan bir kız iş yerinden izin alamadığı için ailesinin yanına gitme şansı olmadı. Akrabalarından ebeveynlerine karşı ilgisiz olduğu düşünülen davranışlarıyla ilgili onaylamama mesajları almıştı. Kızın bir yandan seçimlerini yönlendiren açık nedenleri, ihtiyaçları ve duyguları varsa, diğer yandan "bencil ve kayıtsızsın" diyen iç sesini dinlemekten kendini alamadı. Bununla birlikte, bu küçük sesin, güçlü yargı mesajı kadar gerçek bir ihtiyaç mesajını taşımadığı açıktır.

Kibar İnsanların Yaşam Tercihleri

Bu dinamiğe göre hareket eden kişinin, kendi eğilimlerinden ziyade başkalarının onu nasıl algıladığına göre seçimler yaparken kendini bulmasıdır. Genel olarak, bu tip insanlar hayatlarında 3 şeyi benimsemişlerdir.

Öfke bir yana, hiçbir muhalefet ifade etmezler. Bu durumun kaynağı, aile yaşamlarında itaatsizliğin yasak olması ya da muhalefetin bir sorun olarak görülmesi olabilir.

Başkalarının söylediklerinin, kendi duygularımızdan gelenlerden daha doğru olduğuna inanıyoruz. "Bana huysuz olduğum için bekar olduğumu söylüyorlar ama haklılar"; "Bana işim için annemi önemsemediğimi söylüyorlar; ama belki doğrudur ve ben fark etmiyorum." Sanki diğerleri daha tarafsız ve dolayısıyla daha güvenilir "yargıçlar" olarak görülüyordu.

Birisi sinirlendiğinde veya uzaklaştığında, bizim hakkımızdaki fikirlerini değiştirmek için aceleyle harekete geçeriz ve onun düşüncesini bir sürü cümle sarf ederiz. Çünkü aslında ne kadar iyi bir insan olduğumuz konusunda karşı tarafı ikna etmeye çalışırız. Birisinin hakkımızda kötü bir fikri olabileceği fikri asla kabul edilemez.

Peki Bu Dinamikten Nasıl Çıkılır?

İlk adım, insanların momentumu beslemedeki rollerini fark etmeleri için "ivmeyi geri almaktır". Çoğu zaman, bu insanlar başkaları tarafından mağdur edilmiş hissederler veya kendilerini suçlarlar. Önemli olan, kendi zararını fark etmeden dinamikleri nasıl beslediğini fark etmektir. Burada güçsüzlük durumundan çıkıp bir strateji değişikliğinin mantığına girmek gerekiyor.

İkinci adım, ihtiyaçlarınızı yargılama filtresi olmadan anlamaktır. Söylemesi kolay ama en zor aşama çünkü egonun iki bölümü otomatik olarak devreye giriyor: kendini öne sürmek isteyen ve "yargılayan ses". Bu noktada cesaretiniz kırılır ve ayarlamanın daha az yorucu olabileceğini düşünmek daha kolay gelir size. Bu, refahı pek getirmeyen bir seçimdir.

Üçüncü adım: Bir konuda muhalefet olmayı etkili ve yapıcı bir şekilde ifade etmeyi öğrenin. Burada da kişinin eski alışkanlıklarını kırmak ve tamamen farklı iletişim yoluyla yenilerini yaratmakla ilgili yoğun bir çalışma ihtiyacı vardır. Sert bir dille fikirlerinizi beyan etmek yerine işe daha yapıcı cümleler kurarak başlayabilirsiniz.

Dördüncü adım: Kendimizi iddia etme şeklimizin başkalarını memnun etmeme ihtimali olduğunu ve bunun için eleştiri ve yargılar alabileceğinizi kabul edin.

İddialı olmak ve başkalarını memnun etmek ille de aynı yoldan olmaz. Bununla birlikte, harika olan şey, bizi seçen insanların bizi olmasını istedikleri gibi değil, bizi olduğumuz gibi kabul ettikleri için yapıyor olmalarıdır. İşte bunu farkında olduğunu anda sonunda özgür olacaksınız.


 

0 Yorum

Yorum Yaz