HEDEF VE BAŞARI

Kitap Okumanın Terapi Gücü: Beden, Zihin ve Ruh- Biblioterapi

Paylaş

 

Bazen kitap okumak tüm hayatımızı değiştirebilir. Tıpkı doğru zamanda doğru insanla karşılaşmamız gibi… Kitabın potansiyel bir iyileştirici gücü vardır. 

Kitap okumak, bir kaçış, bir uzaklaşma, beyninizi ve hayal gücünüzü çalıştırma ve kendinizi geliştirme anlamına gelir.  Okumak bazen zor zamanların üstesinden gelmemize yardımcı oluyor. Nasıl mı? Bir roman ya da makale okumak, bazen bir durum hakkında bize yeni bir bakış açısı sunarak ya da bizimle aynı sorunları yaşayan bir karakterle özdeşleşmemize izin vererek hayatımızı değiştirebiliyor.

Hatta bazı terapistler onu bir disiplin haline getirdi: “Biblioterapi”. Bazı terapistler, depresyona karşı bir çalışmaya eşlik etmek için özellikle bazı romanların okunmasını tavsiye ediyorlar. Hatta Marcel Proust’un “ Okuma Üzerine” adlı kitabında kitap okumanın terapötik etkisinden bahsediliyor.

Biblioterapi Nedir?

Kelimenin kökeni, Yunanca "biblios” (kitap)  ve "therapeia" terimlerinden geliyor. Bu terim, Uluslararası Webster Sözlüğünde, “tıpta ve psikiyatride terapötik bir araç olarak seçilmiş bir dizi okumanın kullanılması ve rehberli okuma yoluyla kişisel sorunları çözmenin bir yolu olarak tanımlanıyor.” Kısacası, doğru kişi için doğru kitabı seçme anlamına geliyor. 

Kitapla Terapi Nasıl Uygulanır?

Kitapla terapi, stresli, endişeli, hafif depresif veya panik atak geçirme eğiliminde olan kişiler için, daha iyi sonuç veriyor. Bu gibi sorunlarla mücadele ederken bir taraftan da neler yaşadığımızı analiz etmekte güçlük çekeriz.

Biblioterapiyi kullanan bir terapist, anksiyete ya da panik atak sorunu olan kişiler için, bu durumu yenen kişilerin öyküleri ile ilgili bir kitap ya da kendini bütüncül olarak tanımlayabilmesini sağlayacak yardımcı bir kaynak seçebilir. Ya da yakın zamanda ailede ölüm yaşamış birisi için aynı şeyi deneyimlemiş bir karakterin bulunduğu bir kitap seçilerek tedavi desteklenebilir. Böylelikle, zihin kitaplardaki damıtılmış bilgiyi alarak psikoterapi sürecinde kendi kendine tedavi aracı oluyor.  Psikotik bozukluk ve ağır depresyondan şikayet eden hastalar için bibliyoterapi etkili bir yöntem değildir.  

Okumak Kaçmanıza İzin Veriyor

Okumak, herhangi bir şeyi izlemekten farklı olarak, okuduğumuz şeyin bir kısmını kendimiz icat etmemizi, bir romandaki karakterlerin yüzlerini veya bir denemede anlatıcının ses ve beden dilini hayal etmemizi gerektirir. Düzenli okuma bizi daha yaratıcı, açık fikirli, daha fazla soyutlama yapabilen insanlar haline getirir. Aynı zamanda empati yapma yeteneğimizi de geliştirir. 

Bazen çok okuyan kişileri ve entellektüel insanları her zaman kitaplarına kilitlenmiş ve başkalarıyla temas kuramayanlar olarak düşünüyoruz. Ancak, tam tersi bir durum söz konusu. Büyük okuyucular, özellikle roman veya biyografi okuyucuları, kendilerini başkalarının yerine koyma, acılarını, sorularını anlama konusunda herkesten daha yetenekli. Bunu her gün karakterlerin veya kitaplarının yazarının yerine koyarak yaparlar.

Okumak Beynimizi Eğitiyor

Bir kitap okumak, özellikle karakterlerle ve kısa öykülerle dolu uzun bir romanı okumak, konunun izini kaybetmemek için bizi ezberlemeye, bir saat veya bir hafta önce okuduğumuzu aklımızda tutmaya zorluyor. Okumak, hafızamız için çok iyi bir eğitimdir. Okumak aktif bir içerik “tüketimi” dir. Tüm bu sebeplerden dolayı, düzenli okuma beynimizi dinç tutarak yaşın etkilerini geciktirir. Özellikle, Alzheimer hastalığının başlangıcını geciktirmenin bir yolu olabilir.

Okumak Sakinleştiriyor

Ormanda yürümek gibi, okumak da stresimizi azaltır. Özellikle okumak belirli bir dikkat gerektirdiği için zihnimizi kafamızı kurcalayan şeyden uzaklaştırmamızı ve odak noktamızı değiştirmemizi sağlıyor.

 

0 Yorum

Yorum Yaz