HEDEF VE BAŞARI

Hayatımızın Sorumluluğu Kime Aittir? Kendi Hayatınızın Kahramanı mısınız? Yoksa Yardımcı Aktör müsünüz?

Paylaş

Birisi gelip “ Şu anda bulunduğun noktadan memnun musun?” diye sorduğunda, çoğumuz aslında başka bir yerde olmak istediğimizden yakınır, daha iyi koşullarda olabileceğimizi iddia ederiz. Hatta bazen kendimizle baş başa kaldığımız anlarda aynaya bakıp gerçekten bu ben miyim? sorusunu sorduğumuz da olmuştur.

İyi koşullarda olan kişiler bile daha kaliteli bir yaşam sürdürebileceğini söyleyip sızlanırlar. Arzuladığı konuma ulaşamamış bireyler, bu durumda olmalarını farklı sebeplere bağlarlar. Aslında istediğimiz hayatı yaşamak ve mutlu olabilmek eylemlerimizin sorumluluğunu kabullenmekten geçiyor. Her şeyden önce, kişisel sorumluluk memnuniyetsizliklerimiz için dış dünyayı suçlamamak ve bizi saran tüm olumsuzluklara rağmen dengede kalabilmeyi başarmak anlamına gelir.

Başaramadığımız, elde edemediğimiz hedeflerimiz oldukça da sorumlusunu arama yoluna geçer ilk bakılması gereken yerden başlamaz suçu başka yerlerde ararız.

Dış Dünya: Bu tip insanlar içlerinde bulunduğu durumdan dış dünyanın sorumlu olduğuna inanırlar. Doğduğu ülkenin yeteri kadar gelişmediği ve iyi fırsatlar sunamadığını düşünürler. Kimileri ise Coğrafi konumdan ötürü yeterli fırsatların olmadığını, bir takım olanaklardan yoksun yetiştiklerini söylerler. Devlet politikasının da önemli bir faktör olduğunu belirtirler. Onlar yanlış zamanda yanlış yerde doğmuşlardır. Kısacası, şu anda oldukları konumdan kendileri değil dış faktörler sorumludur. Dış dünya isteklerini, arzularını anlayamaz ve cevap veremez. Hatta tüm bunlardan Tanrının kendilerine vermiş olduğu kaderi de sorumlu tutan bir kesim vardır. Bu sebepleri düşünerek hayatta elde edemedikleri ve başaramadıkları konular ile ilgili kişi kendi içini rahatlatır.

Başka İnsanlar: Ebeyvnlerinin kendilerine alması gerektiği yeterli eğitimi vermediklerini ve doğru yönlendirmediklerini düşünürler. Kötü bir çocukluk geçirdiklerini ve bunun sonucuna katlandıklarını düşünürler.

Örneğin, bir sınavdan başarısız olan biri için, öğretmeninin kendisini sevmediğini ve o yüzden kötü not verdiğini düşünebilir. Ya da iyi arkadaşlar edinemiyorlarsa, çevresindeki kişiler kötü niyetli ve sahte olduğu içindir.

İradenin Sorumluluk Alma Konusunda Etkisi Var mıdır?

İrade: İnsanı diğer varlıklardan ayıran bir özellik iradedir. Alternatif bir çok seçenek içinden kendimiz için en uygun, en doğru olanını irade gücümüz sayesinde seçeriz. İnsanı insan yapan yegane özelliktir bu. İrademiz sayesinde dünyayı zihnimiz ile anlamlandırırız. Bir işte çalışıp çalışmamak, bir yere gidip gitmemek, bir şeyi alıp almamak gibi konulara hep irademiz sayesinde karar veririz. Kişi bir yaşından itibaren iradeye sahip olur. Kişi ergenlik dönemine kadar irade gücünün nasıl kullanılacağını keşfeder. Ergenlik dönemiyle beraber ise irade gücünü en iyi seviyede kullanabilme kapasitesine ulaşmıştır artık. Hayatına yön verebilir duruma gelmiştir. Kişi artık hayatının yaratıcısı olmuştur. Aldığı kararları ihtiyaçları için verir.

Bir de iradesini başka insanların iradesine emanet eden insanlar vardır. Kişi hayatının aktörü olmaktan vazgeçmiş, çevresindeki kişilerin fikirlerine göre hareket etmektedir. Yanlış karar almaktan korktuğu için hayatını başkalarının eline teslim eder. Bir takım topluluklara, gruplara katılıp, onların fikirlerine danışarak kendi hayatının kararını verir. Bu bir konuyu çevresindeki hocaya danışması ile benzerdir. Hayatının sorumluluğunu tamamen üzerinden atarak o nasıl yönlendirirse o hayatı yaşar, böylelikle artık içi rahattır, tüm hataların, aksiliklerin, kötü olayların sorumlusu kendisi değilmiş gibi düşünür.

Hayatımızın Sorumluluğunu Nasıl Alırız?

Hayatımızın kontrolünü elinde tutan tek kişi biziz. Bir karar verdiğimizde, sonrasını bir "hata" olarak deneyimlesek bile, kendimizi suçlu hissetmemeliyiz. Tüm düşüncelerimiz, inançlarımız, deneyimlerimiz bizi bugün ve şimdi olduğumuz kişi yapar. Elbette herkes hatalar yapabilir, ancak yeniden başlamak ve başkalarının bize dikte ettiklerini yapmamak için kendi sorumluluğunuzu üstlenecek cesareti göstermelisiniz. Kim olduğumuzdan ve kim olmak istediğimizden, ne düşündüğümüzden, ne hissettiğimizden, dayanıklılığımızdan, iyi ve kötü niyetlerimizden, çevremize verdiğimiz tepkilerden biz sorumluyuz.  Kendiniz üzerinde çalışarak ve yaratıcı yeteneklerinize olan güveninizi yeniden kazanarak hayatınızı uyum içinde yaşamayı öğrenebilirsiniz. Tüm bunları yapabilecek tek kişi sizsiniz!

Kaynak: Bütüncül Psikoterapi, Tahir Özakkaş

 

0 Yorum

Yorum Yaz