İş ve meslek yaşamı insan hayatının en önemli dönemlerinden birisidir. Hem kadının hem de erkeğin iş yaşantısı hayatının çok büyük bir bölümünü kaplar. İnsanların neden iş hayatında olmak istediklerine dair birçok neden sayılabilir ve bu tartışma uzayıp gider. Ancak bilinen bir şey vardır ki, çalışmak insan mutluluğunun bir parçasıdır. Ruhumuzu tatmin eder ve hiçbir yerde bulamayacağımız bir doyum sağlar bizlere. Freud bile, insanın ruh sağlığının temel bileşenleri olarak “Sevmeyi ve Çalışmayı” göstermiştir.
Çalışmanın Anlamı Nedir?
İnsan hayatının 8 evreye ayrıldığını söyleyen ünlü kuramın kurucusu Erik Erikson, insan hayatında 17-30 yaş arasına denk gelen dönemin “ Yakınlığa Karşı Yalıtılmışlık” olduğunu, 30-60 yaş arasına denk gelen dönemin ise “ Üretkenliğe Karşı Durgunluk” olduğunu belirtir. Bu iki dönem ise insan hayatının kariyerinin şekillendiği, iş hayatının olduğu döneme denk gelir.
İşin Kişinin Kimliği Ve Doyum Kaynağı Olması
Kadın olsun, erkek olsun fark etmeden, iş hayatı insan yaşamında çok uzun süren bir evredir. Hem fiziksel olarak hem de duygusal olarak bir enerji yatırımı gerektirir. İnsan bu en yoğun geçen döneminde yaptığı yatırımın karşılığını aile yaşamında olsun, iş yaşamında olsun fazlasıyla almak ister. Bu alınan karşılık kişinin kimlik duygusunun gelişimine katkıda bulunur. Kişi kimliğini mesleği ile özdeşleştirir. “ Doktorum”, “ Avukatım”, “ Öğretmenim”, “Polisim”, “ Yazarım”, “Sanatçıyım” v.d demek bireyin kimliğinin bir parçası olur adeta. Toplumun gözünde önemli bir yer edindiğini hisseder.
Kişinin kendisine sorduğu “ Ben ne iş yapıyorum” sorusu kişinin ileriki yaşamını büyük ölçüde etkiler. İş rolündeki tatminsizlik ve doyumsuzluk kişiyi “ Erikson’un terimiyle “ Üretkenlik Bunalımı” na sürükleyebilir. İş yaşamındaki sıkıntı tüm aile bireylerine yansır. Bu durumun tam tersi olarak, aile yaşamında görülen sıkıntılar, eşini sevmemek, bu yaşantıdan uzaklaşmaya ve işine sıkı sıkıya sarılmayı da beraberinde getirebilir. Artık iş kişinin yaşamında doyum kaynağı olmuştur. Hatta kişi kendisine ek bir iş bularak, iş seyahatlerine çıkarak, geç saatte biten toplantılara katılarak aile hayatından uzaklaşmak bile isteyebilir.
Meslek Seçimi Nasıl Yapılır? Meslek Seçimine Etki Eden Faktörler Nelerdir?
Belki de insan yaşamının en mühim seçimlerinden birisi meslek seçimidir. İnsan hayatının büyük bir bölümü çalışmak ile geçtiği için kişi seçtiği meslekten mutlu olmak ister. Sadece var olan işlerin arasından kendisine en uygun olan işi seçmek anlamına gelmiyor. Kişinin ergenlik döneminde kendisine rol model olarak aldığı kişiler, aile bireyleri, arkadaşları v.b meslek seçiminde çok etkin bir rol oynuyor.
Bireysel Temeller: Cinsiyet, köken, zeka seviyesi, toplumsal sınıf gibi etkenler kişinin meslek seçimini etkiler.
Rol Modelleri: İnsanlar mesleklerini seçerken küçük yaşta aynı mesleği yapan kişiyi gözlemleyerek kendisine örnek alabilir. Eskiden sadece yakın çevremizdeki kişiler rol model olarak alırdık ancak teknolojinin gelişmesiyle birlikte uzakta olan kişileri de kendimize rol model olarak alabiliriz.
Deneyim: Bir insan mesleğini daha önce başına gelen olaylara göre de tercih edebilir. Örneğin, ailesinden çok sevdiğini kaybeden birisi ileride doktor olmak isteyebilir. Çok yakını öldürülen birisi polis olmayı tercih edebilir. Akrabasının evi yanan birisi itfaiyeci olmak isteyebilir. Özel bir deneyim sonucu bu tarz mesleklere insanlar yönelebilir.
Kişisel İlgi: Birey, eğer seçme şansı varsa, gerçekten çocuk yaşlarından beri ilgi duyduğu alan yönelebilir. Örneğin küçük yaşta, kitap okumayı, öğretmeyi seven birisi ileride öğretmen olmaya yönelebilir. İnsanlara çok fazla yardım etmeyi seven birisi özel eğitimci olabilir. Kişinin ilgisi, örnek aldığı kişilere ya da hayat deneyimlerine göre şekillenir.
Kişilik: Kişi kendisine uygun olduğunu düşündüğü mesleği seçmek ister. Çeşitli kişilik özelliklerinin iş ve meslek seçiminde önemli rol oynadığı düşünülmektedir. Bireyin çalıştığı iş ile kişiliği birebir örtüştüğü zaman kişi işinde başarılı olur ve ilerler ve doyuma ulaşır. Meslek seçiminin sadece ergenlik döneminde yapıldığı görüşünün aksine günümüzde yetişkinlik döneminde hala seçim ve değişim yapılabilir.
Bireyin düzenli ya da düzensiz bir işe sahip olması toplumsal yaşamını önemli ölçüde etkilemektedir. Bir taraftan, bireyin meslek ile arasındaki etkileşimini etkileyen bazı faktörler vardır. Para kazanmak, statü elde etmek, kendini gerçekleştirmek, yaratıcı olmak, başarı hissinden gelen haz insanın çalışma arzusunu tetikleyen başlıca etmenlerdir.
Kaynak: Gelişim Psikolojisi, Bekir Onur
0 Yorum